Bir Halkın Umut Işığı; Batman Orkestrası

Can Ayhan //

Türkiye’de batılı anlamda müzik ilk olarak taklitlerle başladı. 1960’lı yılların başlarında en iyi Beatles taklitlerinin seçildiği, yabancı coverların ağırlıkla söylendiği bir dönem geride bırakılıyordu. On yıllık dilimin ortalarına doğru batılı enstrümanlarla Türk halk ezgilerinin yorumlanması Anadolu’nun kendine has müziğinin yeni halini ortaya çıkartıyordu. İşte tam o yıllarda Batman’dan çıkan bir orkestra müziğiyle birlikte halkın yaşama sevinci olmaya başladı.

         Türkiye Anonim Ortaklığı Batman Orkestrası. İsimdeki enteresan tını grubun 1963 yılında kurulduğu bilgisi de eklenince bambaşka bir noktaya götürüyor bizleri. O yıllarda Batman’da bir petrol rafinerisi açılmıştı. Bu rafineri şehre adeta hayat verdi ve Batman’a yurdun dört bir yanından  kimyagerler, işçiler, uzmanlar getirilmeye başlandı. Yaşanan yoğun göçü gören rafineri sahipleri, bölge halkının eğlenceli vakit geçirmesi için bir orkestra istihdam etmeye karar verdi. Ülkenin yetenekli müzisyenleri araştırıldı ve Batman’a gidecek ekip belirlendi. Daha sonraları “Kara Altından Altın Mikrofona” belgeselinde yapılan röportajda grup üyeleri, Batman’ın o yıllarda oldukça güzel, gelişmiş bir lokasyon olduğunu söylüyorlar. Oturdukları yerleri bırakıp hiç bilmedikleri bir coğrafyaya bu sebeple gelmekte bir beis görmemişler. Grubun asli görevi, yerel halkın akşamları geldiği müzikholde insanları eğlendirmek. Fakat bunun yanında grubun Türkiye’ye de seslerini duyurması için fırsatlar kapıyı çalmaya başlamıştı.

         Ekibin üyelerinden birisinin eşi bir gün gazetede Altın Mikrofon yarışmasının ilanını görür ve bu ilanı müzisyenlerle paylaşır. 1965 yılında ilk kez düzenlenen “Hürriyet Altın Mikrofon” yarışmasının amacı, batılı enstrümanlarla Anadolu ezgilerini yeniden düzenleyen ekipleri halk nezdinde yarıştırmaktır. Seçilen finalistler o dönemde otobüslerle birlikte şehir şehir gezerler ve halka konserler verirler. Seyircilerin ellerine verilen broşür ile halk oylaması yapılır ve tüm turne bittiğinde galip belli olur. 1968 yılında org, gitar ve vokalde İlhan Telli, ritm gitarda Ünal Üstol, tenor saksofonda Ünal Yiğitbaş, basta Çetin Oral, bateride Semih Özmert, solo gitarda Atilla Akman’dan oluşan kadrosuyla TPAO Batman Orkestrası’da yarışmaya katıldı. Grubun şarkısı “Meşelidir Enginde Dağlar” türküsünün batılı enstrümanlarla düzenlenmiş jazzy haliydi.

         17 – 30 Nisan 1968 tarihleri arasında Edirne’den Urfa’ya tüm yarışmacılar konserler verdiler. Şan Sineması’nda yapılan finalin ardından sona kalan beş grup sonuçları beklemeye başladılar. Çoğunluğu Doğu Anadolu bölgesinden gelen 6068 oyla birlikte TPAO Batman Orkestrası yarışmayı birinci bitirmeyi başardı. Haramiler ikinci, Moğollar üçüncü, Erkin Koray Dörtlüsü ise yarışmayı dördüncü tamamladı. Grubun solisti İlhan Telli, Batman’a döndüklerinde şehir halkının kendilerini büyük bir coşkuyla karşıladığını söylüyor. Ekibin yakaladığı başarı, petrol rafinerisinde çalışmak için Anadolu’nun ücra bir semtine gönderilen insanlarda mutluluk olarak tezahür ediyordu.

         Radyoların yabancı dalga yayınlarından dinledikleri parçaların notalarını çıkartarak repertuarını geliştiren bir ekip Batman Orkestrası. Fazlasıyla vizyonlu müzisyenlerden oluşan bir topluluktu. İlhan Telli ile 2000’li yıllarda belgesel için yapılan röportajdan bile bunu anlamak mümkün. Söyleşinin yapıldığı dönemde 60’lı yaşlarında olan Telli, bilgisayardaki müzik programından kendi hazırladığı altyapılar üzerine şarkılar söylüyordu. Tıpkı grubun aktif olduğu senelerde Batman’da çaldıkları sound gibi yine alışılagelmişten farklıydı.

Altın Mikrofon yarışması sonrası zamanla hayat gailesinde dağılan grup arkalarında, “Ay Beyaz Deniz Mavi, Kara Toprak” gibi enfes şarkılar bıraktı. 1960’lı yılların zorlu koşullarında Batman’da çalışan insanların yüzlerindeki gülümsemesi ve müzikal besleyicileri oldular. Tıpkı şu anda onların müziğini duyan herkese yaptıkları gibi.

Düşüncelerinizi Paylaşın