Röportaj; Ali Gültekin

Bilgi Üniversitesi Müzik ve Ses Kayıt Teknolojileri mezunu olan Ali Gültekin, kendini bildiği günden beri müziğe olan tutkusunu bizlerle paylaşıyor. Müziğin her alanına ilgili olan Ali Gültekin, müziğe yeni başlayan gençlere yol göstermek istiyor, bir kaç da tüyo vermek istiyor. Gelin Ali’yi hep beraber dinleyelim!

Merhaba, öncelikle seni tanıyalım.. 

Ben Ali Gültekin, Bilgi Üniversitesi Müzik ve Ses Kayıt Teknolojileri bölümü mezunuyum. 2002’den beri DJ’lik yapıyorum. İsmail Genç adında bir arkadaşımla X adlı bir tekno label’I açtık. Daha sonra  Almanya’nın ünlü Labellarından Mil Plato’ da enr’lık yaptım. Bunlara benzer her türlü müzik işleriyle yakından ilgileniyorum. 

Bir müzisyen nasıl parça yazar, niye yazar, bize bu konularda biraz bilgi verebilir misin?

Bir müzisyen sipariş üzerine çalıştığı labeldan, reklam verenden, bir ajanstan gelebilen sipariş üzerine şarkı yazabilir. Bunlar dışında kendi arzu ve niyeti üzerine, eseri satmak üzere bu bahsettiğim yerlere müzik yazabilir. Bunu eski usul, bir piyano, bir porte bir kalemle melodilerini yazarak armonik bütünlükle karalayarak müzik yazabilir. Fakat artık bunlar bilgisayar ile yapılıyor. DAW (Digital Audio Work Station) larda ya da demin bahsettiğim portenin dijital, mouse kullanarak koyduğun bir versiyonu var. Bu şekilde müziği yazabiliyorlar. Örneğin müzisyene bir reklam filmi geldiyse, bu filme uygun veya sipariş veren label’ın tarzına uygun bir müzik yazar. Bunları DAW kullanarak yazmanın bir tık ötesinde aslında parçayı tamamen son kullanıcıya kadar ulaştıracak bütün ihtiyaçlar mevcut. Bunun içinde hem parçayı yazabilirsin, hem parçayı kayıt edebilirsin, mixleyebilirsin ve masteringini de yapabilirsin. 

Parçayı yazdıktan sonra bu işin kayıt, mix, mastering süreçleri olduğundan bahsettin. İşleyiş sırasıyla şarkının geçtiği aşamalar neler?

Öncelikle şarkının kaydı alınır. Enstrumanlar kaydedilir, sadece mesela solo piyano kaydedilebilir. Aslında böyle zamanlarda genellikle prodüktör size yol gösterir. Nasıl kaydediceğinizi o seçer. Bir solo piyano sanatsal yaklaşımına göre bir çok kayıt etme şekli vardır. Bir teknik yaklaşım bir de entelektüel, kültürel bir yaklaşım ile bu kayıt yapılır. Mesela, davul tonu vardır, gitar tonu vardır çeşitli efektler verebilirsiniz. Bunlar daha tekniksel yaklaşımlar ama bunları sanatsal ya da entelektüel ayar yaparak çeşitli soundlar meydana getirebilirsiniz. Ne istediğine karar verirsen, kayıt yapan mühendisi de ona göre seçiyorsun. Bir diğer aşama ise şarkının mixlenmesi. Bu yapılan kaydı hem Teknik olarak hemde entelektüel bir yaklaşım kullanarak mixleyebilirsin. Mesela bir jazz kaydinda, davul ve piyano var. Bunların hepsinden bir kompozisyon yapılmış. Bunlar kayıt edildi. Sen bu kaydı kulaklığınla dinlediğin zaman, gelen sesleri o an orda canlı dinliyormuşsun gibi veya efektlerle sana bir dönemi hatırlatmasını mix yaparak sağlayabilirsin. Ve mix mühendisleri, sen şarkıyı dinlerken sana 80’lerin sesini verebilir. Eğer bir kayıt mixlenmeseydi ve biz bunu olduğu gibi dinleseydik, şarkı kulağımıza hoş gelmeyebilirdi. Ama her şarkıda en azından hafif bir mix yapıldığu için bunları dinlediğimiz zaman sanki bir sahnede jazz band dinliyormuş hissine bürünüyoruz. Mastering, her ses sisteminde optimum doğru şekilde dinlenmesini sağlayacak bir dokunuş yapılmasıdır.Bu şekilde hem kulaklıkla hem arabanda her sistemde yüksek kalitede dinleyebiliyorsun. Sanatçı genelde bu işlerin hiçbirine karışmaz normalde ancak çok detay bir iş yapıyorsa bu kayıtta da mixte de masteringte de bunun yapan insanların yanında bulunur. Dağıtıcıya gelirsek, dağıtımı plak şirketinin anlaştığı dağıtıcılarla müziği dağıtır.Bunun bir cover yapılır, buna bir text yazılır (büyük bir ihtimal), bu dağıtıcılar da bunu spotify vs. değişik platformlara aktarırlar.

Bir şarkının bize gelinceye kadar geçtiği yolları öğrendik. Peki sen en çok hangi aşamada yer almayı seviyorsun?

Dağıtım da dahil olmak üzere ben genel hepsiyle uğraşmayı seviyorum. Hepsiyle genel olarak burdaki sanatsal boyutu seviyorum. Ben kayıtın kimin yapması gerektiğini, o işi doğru yapabileceğini inanmayı, masteringte belli janralara uygun örnek veriyorum, rock albümü yapıcaksan metallica’nın prodüktörüne gidersin, metallica nerde mastering yaptırmış onlara bakarsın. Bu tarz kararlar vermek beni onlarla uğraşmak beni heyecanlandırıyor.

Bu sektörde var olmak isteyen henüz yolun başındaki gençlere tavsiyelerin neler olur?

Şarkı çıkarmak isteyen arkadaşlara bu sektörde bu anlattığım konularal ilgili bilgi sahibi olup, limitlerini buna göre planlamak yani bir parça yazan birisinden, bir kompozerdan mix beklemek, kayıt yapmasını beklemek, mastering yapmasını beklemek saçma. Bunu kendileri bence benim anlattığım yoldan yapmalılar. Çünkü eğer bu detaylarla fazla uğraşmak isterlerse, saçma sapan sonuçlar oluşuyor. Onun için herkes kendi işini yapmalı, DAW bile kendi parçanı yaptıktan sonra bunu başkası mixleyip, masterlamalıdır. Bence müzisyenler, müzik yapmak isteyenler, müzik yazmak ve bir band kurmak isteyenler müzik yapım sürecine kanalize olsunlar. Mix’e, mastering’e falan çok hakim olmalarına gerek yok. Bunları yapan bir çok insan var.

Sizlere kısaca müziğin yapım aşamalarından bahsettik. Gelişen teknoloji ile bu aşamalar bir hayli kolaylaştı ve yıllar içinde büyük değişimlere uğradı. Bu yollardan geçerken dikkat etmeniz gereken noktaları bizlerle paylaşan Ali Gültekin’e teşekkür ediyoruz…

Düşüncelerinizi Paylaşın