Müzik Tarihinin En İyi Sola Dönüşü

Doğa Can Sayılkan //

Radiohead bugün durduğu yerde, “Kid A” olmadan duramazdı. OK Computer’dan sonra İngiltere’den çıkıp bütün dünyayı etkileyen bir grup olan Radiohead 3. albümün sonunda Glastonbury’de çalmayı başarmış olsa bile teknik aksaklıkların konsere gölge düşürmüştü. Thom Yorke’un halihazırda aynı albümün turunu yapmaktan sıkılmış olması ve turlarının bitmesine daha bir buçuk olması tüm grup elemanlarını yıpratmıştı. Tur bittiğinde Thom Yorke ciddi bir depresyon ile uğraşıyordu. OK Computer, şimdiden bir rock tarihi klasiği ilan edilmiş üzerine tezler yazılmış, eleştirmenlerden tam not almıştı. Dolayısıyla grubun üzerinde yüksek bir baskı vardı sıradaki albüm için lakin Radiohead tam anlamıyla bir kriz içerisindeydi grup yeni materyaller ortaya çıkaramıyor gerekli ilerlemeyi sağlayamıyorlardı. Neredeyse dağılmanın eşiğine dönen Radiohead, eğer o dönemde “The Bends” veya “OK Computer” tadında bir albüm çıkarsalardı muhtemelen dünyada Beatles’dan bile daha büyük bir grup olacaklardı. Ama onlar sola dönmeyi seçti… Kid A

Grup yeni albümün çalışmalarına önce Paris’de başladı daha sonra da Kopenhag’da devam etti ama ortaya çıkanlar hiçbir üyeyi tatmin etmiyordu. Gruptaki herkes Radiohead’in gitmesi gereken yönle ilgili farklı fikirlere sahipti. Grubun gitaristi Ed O’Brien günlüklerinde o dönemden şöyle bahsediyor:

“Ben OK Computer’daki efektleri geliştirip gitar odaklı bir albüme doğru hareket etmek istiyordum ama o (Thom Yorke) genellikle piano ya da synthesizerın başında oturuyordu. Hep gitar çalmak istemediğinden bahsediyordu daha çok Aphex Twin gibi daha ambient işlerden etkileniyordu” ama Thom Yorke’un o dönemde asıl onlara söylemediği şey şarkı söylemek dahi istemiyor olduğuydu. 

Thom Yorke gruba verilen sınırlandırılmış sıfatlardan kurtulmak istiyordu. Grubun bir tarz ile anılmasından ötürü sıkıştırılmış hissediyordu. Grubun çeşitli çalışmalarının sonuçsuz kalmasının üzerine grubun asıl şarkı yazarı olan Thom Yorke bu kez ürettikleri müzikte farklı bir yol izlemek niyetinde idi. Elektronik altyapılar looplar daha çok ilgisini çekiyor daha farklı bir yaratım süreci izleyebilmek için ona bir şans veriyordu.

Sancılı geçen birkaç aydan sonra grup Danimarka’ da boş bir malikaneye taşındı burada sürece tekrar başladılar. Zamanlarının büyük bir kısmı başlarda yeni enstrüman kılavuzlarını okuyup nasıl çalıştıklarını öğrenmeye çalışmakla geçti.

Burada gruptaki roller yeniden belirleniyordu. Sonuçta başlangıçta bu grubun kadrosunda 3 gitar 1 bass gitar 1 de davul vardı. Ama girdikleri bu yeni yolda bu enstrümanların hiçbiri baskın rolde değildi. Bir de üzerinde çalışma sistemleri de değişmişti. Hep birlikte doğaçlama ile bir şeyler yaratırken şimdi takımlar halinde bir konsept üzerine çalışıp daha sonra onları birleştirmeye çalışıyorlardı. Bu garip çalışma sisteminin sonunda ellerine bir şarkı geçti. “Everything in It’s Right Place” … Yazılan ilk şarkı bir Phrophet-5 synthesizerda ortaya çıkmıştı.  Bu şarkı grubun kaybettiği özgüvenini kazanması için çok büyük bir adım oldu. Hem de grubun yeni yönünün tanımlanması için her elemana bir referans haline geldi. 5 şarkı tamamlandığında ise şarkıların içinde gitar neredeyse yoktu. Olanlar ise tamamen yüksek efektler ile inşa edilmişti veya sample alınarak manipüle edilmişti.  Aynı zamanda grubun en büyük başarısını yakalamış olan “Creep” şarkısından grubun neredeyse nefret ediyor olması onların şarkı sözleriyle ilgili olarak da yeni bir yol izlemesine sebep oldu. Yeni yöntemleri, neredeyse Dadaist bir form oluşturmaktı böylece şarkı sözlerini itibarsızlaştırıp hikayeyi müziğin, hatta sadece atmosferin anlatmasını sağlamaktı. “Kid A“ ismi ise Thom Yorke’un ilk insan klonunun isminin bu olacağına inanmasından geliyor. Bütün grup bu yeni çalışma sistemini oturttuğu zaman hızlarına yetişmek neredeyse imkansız hale gelmişti. Artık tartışma konuları ikili bir albüm yapıp yapmamak veya şarkı sırası olmuş durumdaydı. Zaten bir sonraki albüm olan “Amnesiac” bir yıldan kısa sürede çıktı. 

“OK Computer” o dönemde rock müziği dünyada zirveye çıkardı. “Kid A” ise bunu tamamen yok etti. Radiohead, o dönemde herhangi bir vasat rock albümü ile bütün dünya listelerinde rahatlıkla 1. sıraya yerleşebilirdi ama bunun tam tersi yöne gidip onlardan beklenen gitar müziğinin zerresini hayranlarına sunmayan Radiohead bütün müzik dünyasını altüst etti. Mutlu ya da mutsuz değil altüst etti. Kimse bu albüm ile ne yapılmaya çalışıldığını anlayabilmiş değildi. Birçok eleştirmen ise bu albümü ya kariyer intiharı ya da bir başyapıt olarak niteledi. Tüm dünyada boybandler ve Rap-Metal grupları kasıp kavururken şimdi de rock müziğin bayrağını taşıyan grup bir elektronik müzik albümü yapmıştı. Radiohead bir müzik videosu veya öne çıkarılan bir parçası olamayan bu albüm ile hayranlarını ikiye böldü ama yine de listelerde 1. Sıraya yerleşmeyi başardı.

“Kid A” ambient müzik motifleri elektronik müzik altyapıları ve birçok ilginç vokal manipülasyon teknikleri ile paketlenmiş bir “rock” albümüydü. Radiohead’ in geleneksel rock tarzından gelen kitlesinin büyük bir bölümü Radiohead’in bu motifleri kendisinin yarattığını düşündü underground elektronik müzik dünyasından haberdar kitle ise bunların acemice ve baştan savma kullanıldığını söyledi.

Grubun o dönemde dinlediği albümlerin etkisini “Kid A” görmek çok kolaydı; CAN, Aphex Twin, Charles Mingus ama yine Ed O’Brien’ın günlüklerinden en büyük etkisi olan albümün Talkingheads – Remain In Light olduğunu öğreniyoruz.

Kid A’i aslında rock müziğe elektronik bir doku ekleyen OK Computer albümünün tam bir devamı olarak görebiliriz, sadece alışılmışın dışında bir yol izleyerek bunu yapıyor. Çünkü ses kullanımları radikal olarak çok farklı bir noktaya varmış olsa dahi yine de bir araya geliş biçimi yaratıcılığı ve inovatifliği ile tamamen bir Radiohead ürünü. Sadece dinleyiciden bu karmaşık dokunun içerisinde onları bulmak için biraz emek ve sabır rica ediyor. Kid A ve OK Computer arka arkaya çıkan iki modern müzik dünyasını kökünden değiştirmiş albüm… Kid A belki onları bugün Beatles’dan büyük bir grup yapmadı ama müzik tarihinin en iyi sola dönüşünü yapmış olan grup yaptı. Zaten Radiohead’den bu kadar garip bir şeyin en iyisi olması beklenirdi. Nitekim oldu da.

Düşüncelerinizi Paylaşın